Açıklama
Önsözden
Kadınların sorunları üstüne düşünmek, erkeklerin sorumsuzluklarını açığa çıkarmayı amaç edinmekle başlar. “Kadın sorunu ”denilen şeylerin altında eril tahakkümün sindirilmiş, klişeleşmiş ve dayatılmış tutumları, davranışları ve algıları yer edinmektedir.
Kadınlar üstüne düşündüğümüz bu çalışmanın yola çıkış amacı erilin durumu hakkında da bilgi edinmeyi amaç edinmiştir. Erilliğin inşası kadınların ötekileştirilmesiyle başlar. Öte yandan kadın yoksunluğu erilin güç gösterisinde bir gölge gibidir; güneşe dönük
yüzüyle erilin ardına, tersi yönde ise erilin önüne düşer. Kadın her iki durumda da ikincilleştirilir.
Çalışmaya dair söylemek istediklerimiz yığınladır. Bu ülkede kadın sorunu anneye yüklenen algıyla başlar. Bir gelenek misali bu algı kızlara aktarılır. Kızlarda zamanla sevgiliye, kocaya ve oğullara yansıtarak sorunu pekiştirir. Bu yüzden kadın sorunu erilin sorumsuzluğunda aranmalıdır. Böylesi bir “aktarım/tema tasarımı”nı kısa zamanda aşmak/açmak uykusuz bir rüya gibidir. Hem tutarsızlıklarla doludur hem de peşine düşmeyi gerektirecek kadar taze ve canlıdır.
İçeriğe ilişkin söylenecekler şöyledir: Çalışmanın teması çeşitlilikler içermektedir. Politikadan ekonomiye, sosyal yapıdan eğitimin yapısal farklılıklarına, kadınının toplumsal konumundan erkeğin tarihsel tipolojisine kadar, çalışmada “kadınların algılanması ”irdelenmiştir. Sağlık ve kadın bedeni, işgücü ve kadın uygunluğu (işletmelerde ve eğitimde), politika ve kadın kimliği, yoksulluk ve kadın ayrımcılığı, kalkınma ve kadınlarda fırsat eşitsizliği, toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemede kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık ve nihayet erilliğin ekonomik temelde inşâ olunduğu ticaret ve kadın ilişkileri çalışmanın temalarını oluşturmaktadır.
vi
Çalışmanın genel yaklaşımı çerçevesinde “Ekonomi, Sosyoloji ve Kadın” temaları işlenmiştir. Öncelikli olarak ekonominin hemen her dalında kadınların ikincilleşmesi -bu ister politik isterse mâli boyutta olsun- özenle vurgulanmıştır. Sosyolojik bağlamda
kadınların ‘inşâsı’, ekonomi de dâhil güncel yaşamda yaygın bir şekilde bir üst-yapı olarak belirginlik kazanmaktadır. Konuşulmaktadır
Yazarlar: Ahmet Çoymak, Ayşe Dericioğulları Ergun, Bilge Afşar, Buket Arslan, Burcu Doğanalp, Düriye Toprak, Harika Uçar Altınışık, Mim Sertaç Tümtaş, Ramazan Erdem
Rukiye Çelik, Serpil Ağcakaya, Süleyman Öğrekçi, Volkan Yücel, Zehranur Sanioğlu, Ziya Toprak
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.