Açıklama
Taşeron çalışma biçimi günümüzün önemli çalışma biçimlerinden birisi haline gelmiştir. Taşeron çalışma aslında sermayenin emeği parçalayarak ve güçsüzleştirerek artı değere el koyma ve denetleme mekanizmasıdır. Emek süreçlerinin parçalanmasının ardında yatan asıl sebep ise emek-gücünün denetimidir. Emek-gücünün denetimi kapitalizm için hayati derecede önemlidir.
Kamu kurumlarının devlete yük olarak görülmesi sonucu özelleş-tirilerek taşeron firmalara devredilmesi işsizliği tetikler hale getirmiştir. Piyasalardaki istihdam sınırlılıkları çalışanlar üzerinde hak, hukuk bağla-mında sessiz kalmalarını sağlarken, işsizler üzerinde de razı olmaya yönelik “baskı”yı oluşturmaktadır. “Baskı”nın ve “rıza”nın aynı anda işlediği ideolojik denetim mekanizması da denetimin en önemli unsuru haline gelmektedir. Türkiye’de baskın kontrol mekanizması siyasi mensubiyetler dolayımıyla ideolojik denetim üzerine oturtulmuştur. Ve ideolojik denetim içine her türlü kayırmacılık entegre edilerek halk arasında kayırmacılık içselleştirilmiştir.
Türkiye’de kamuda işlerin taşeronlaştırılarak siyaset/hemşehrilik/dini yakınlık aracılığıyla istihdam yaratılmaktadır. Siyasi alanın genişlemesiyle taşeron firmalar aracılığıyla yaratılan istihdam ilişkileri, patronaj/ patriarkal ilişkileri tekrar tekrar üretmekte ve yeniden siyasetin hizmetine sokularak çalışan kesimler kontrol ve disiplin altına alınmaktadır. Bu çalışmada, siyasetin aktif olarak görüldüğü belediyelerden biri vaka olarak seçilerek, taşeronlaşmanın hangi mekanizmalarla işlediği ve denetimin bu mekanizmalarla nasıl sağlandığı üzerine bir araştırma gerçekleştirilmiştir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.